Dikkat etmeye başlayana kadar bu ihtiyacın davranışlarımı ne kadar fazla etkilediğini anlamamıştım. Bir sabah saat 07:30 civarında, üstümde sabahlığımla sendeleyerek mutfağa girdim. Tüm gece boyunca neredeyse hiç uyumayan Elenor ile birlikteydim ve saat 06:00 civarında Jamie biraz uyuyabilmem için onu devralmıştı.
"Günaydın" diye geveledim bir diyet kola açarken. Bana bahşedilen doksan dakikalık o fazladan uyku için bir minnet sözcüğü eklemedim.
Jamie bir an bekledi ve sonra, "Umarım bu sabah sana biraz daha uyuman için fırsat yaratmamış olmamı takdir etmişsindir" dedi.
Dağıtmakta pek iyi olmasa bile (en azından benim mantığıma göre) onun da altın yıldızlara ihtiyacı vardı. Bir süredir evliliğimde daha iyi davranmaya özen gösteriyordum. Bu konuda çok şey öğrendiğim için de kendi kendimi tebrik ediyordum. Dolayısıyla yumuşak bir sesle, "Tabii ki takdir ettim; çok teşekkür ederim, kahramanım benim!" mi dedim? Şükran dolu hislerle sarıldım mı ona?
Hayır.
Jamie kızımızla birlikte sabaha kadar uykusuz kaldığım için bana bir altın yıldız vermeyi ihmal ettiği için parlayıverdim: "Evet, gerçekten takdir ettim, ama ben senin uyumanı sağladığım zaman aynı yaklaşımı bana göstermiyor, sonra da kalkıp sen benim uyumamı sağlayınca takdir edilmeyi bekliyorsun!". Ve sonra Jamie'nin yüzündeki ifadeyi görünce farklı davranmış olmayı diledim. Dokuzuncu Emir'i anımsadım: "Rahatla".
Ona sarıldım. "Afedersin. Gerçekten. Öyle konuşmamalıydım; bu sabah fazladan uyumuş olmak gerçekten çok iyi geldi".
"Biliyorsun" dedi Jamie, "Senin için iyi bir şey yapmaya çalışıyordum. Uyumama izin verdiğin için sana hakikaten müteşekkirim".
"Tamam".
Birbirimize sıkıca sarıldık (en az altı saniye!) ki, araştırmalarımdan o sürenin kişiler arası bağlanmayı destekleyen ve insanı rahatlatan oksitosin ve serotonin salgılarının tetiklenmesi için gereken minimum süre olduğunu biliyordum. Gerginlik anı geçti.
Bu konuşma kendimi nasıl idare edebileceğim hakkında önemli bir aydınlanmaya götürdü beni. Biraz kendimi beğenmiş bir tutumla "Jamie için" ya da "takım için" belli angaryaları yaptığımı ya da belli çabaları gösterdiğimi söylüyordum. Bu özveri içerir gibi görünse de kötü bir sonuca gidiyordu, çünkü Jamie çabalarımı takdir etmediği zamanlar surat asıyordum. Onun yerine kendi üzerimde şunu denemeye başladım: "Bunu kendim için yapıyorum; bu benim istediğim bir şey". Kimsenin yaptıklarımın farkına varmasına gerek yoktu.
Annesiyle babası vatandaşlık hakları hareketinde hayli aktif olan bir arkadaşımla yaptığım konuşmayı anımsıyorum. Bana, "Ailem her zaman bir işi önce kendim için yapmam gerektiğini söyler" dedi ve açıkladı: "Kimi şeyleri başkaları için yaparsan, sonunda kendini o insanların sana müteşekkir olması, seni takdir etmesi gerektiğini düşünür halde bulursun. Ama kendin için yaparsan belli şekillerde tepki vermesini beklemezsin".
GRETCHEN RUBİN – THE HAPPINESS PROJECT
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder