Floransa'da gezilecek yerlerim arasında ilk sırada bulunan Opera Di Santa Maria Del Fiori gerçekten çok etkileyiciydi.
Floransa Katedrali, Duomo ya da Santa Maria del Fiore olarak da bilinir, İtalya'da Floransa kentinde 1296-1436 arasında inşa edilmiş olan katedral. 1296'da antik Santa Resparata Kilisesi'nin yerine insaatina baslanan katedralin ilk mimarı Arnolfo di Cambio idi. 1333-1337'de Giotto mimarligi uzerine alip can kulesinin yapilmasina baslatti. 1357'den sonra mimarlar Francesco Talenti ve Giovanni di Lapo Ghini oldular. 1412'de katedralin yapilan kisimlari Santa Maria del Fiore'ye ithaf edilmis ve bitmemis sekliyle acilmistir. 1420-1436 doneminde mimar Filippo Brunelleschi bir yarisma kazandiktan sonra buyuk kubbesini bitirmek icin calismistir. Brunelleschi'nin kubbeyi tamamlamasi uzerine 25 Mart 1436'de Papa IV Euginio tarfindan katedral kutsalanmis ve resmen ibadete acilmistir. Genel olarak geç gotik üslup özelliklerine göre tasarlanmış olan yapı, renkli mermer cephe kaplamalarıyla romanesk üslubu da çağrıştırır. Buna karşılık iç mekanında neredeyse Rönesans'ı akla getiren bir yalınlık ve açık seçiklik izlenir. Yapının planı Latin haçı biçimindedir, haçın kollarının kesişme noktası üzerinde bir kubbe bulunur. Haçın iki yan koluyla apsis yönündeki üçüncü kolu çok kısadır. Kolların her biri, bir yarım daire oluşturacak biçimde yan yana dizilmiş beşer şapelle son bulur. Ana kütleden bağımsız olan çan kulesi (campanile) Giotto'nun tasarımıyla 1331-1355 arasında inşa edilmiştir. 1367'den sonra yapımını bir süre Francesco Talenti'nin denetlediği katderali bitiren ve dev kubbesini inşa ederek bugünkü görünümüne kavuşturan Filippo Brunelleschi olmuştur. Onun 1420-1436 arasında gerçekleştirdiği kubbe, Rönesans'ın ilk önemli mimarlık ürünlerinden biri sayılır. 42 m'lik bir açıklığı örten bu kubbe strüktür bakımından sekiz dilimli bir manastır tonozu sayılabilir. Tepesindeki aydınlık feneriyle bu kubbe yalnız Floransa'nın siluetini belirleyen en önemli öğelerinden biri değil, bütün Rönesans kentlerinin ayrılmaz parçası olan benzer kubbelerin de ilk örneğidir. Duomo'nun bir parçası sanılan Campanile (çan kulesi) ve yine hemen yanındaki Battistero di San Giovanni (vaftizhane) de önemli yapılardır.
İnanılmaz güzellikteki şahaser... Gerçekten inanılmaz bir görüntü... Daracık sokaklardan ilerlerken, birden bire önünüze çıkarak sizi şok ediyor ve muhteşem...
(BİLGİ; duomonun en güzel fotoğrafı, sağ karşı köşesinden çekiliyor (sokakların dar olması ve duomonun da devasa büyük olması sebebiyle, tamamını fotoğraflamak çok zor oluyor)).
Piazza S.Giovanni adında bir meydana bakıyor.
Meydanda aynı zamanda Battistero di San Giovanni (St.John) vaftizhanesi de bulunuyor.
Dış görünüşünden hangisi daha güzel karar veremedim... resmen dantel gibi mermeri işlemişler... Aşk Böcüğü'nün yorumu; "Yıllardır bize Mimar Sinan'ı mimar diye yutturmuşlar".
Acıktığımızı fark ettiğimiz ve enerji toplamak için, Duomuyu gezmeye başlamadan önce yemek yemeğe karar verdik. Duomo çevresinde ve ara sokaklarında değişik restoranlar olduğunu okumuştum bloglardan. Duomonun sağ tarafından başlayarak çevresini dolaştık;
Duomonun çevresini dolaşırken, kubbenin çıkış kapısını da gördük fakat giriş kapısını göremedik; çünkü kubbe girişi duomonun içerisinden sol taraftan yapılıyor ve kubbe çıkışı duomonun dışından sağ taraftan yapılıyormuş.
Ayrıca duomonun mimarlarını da, şahaserlerine bakarkenki heykellerini de duomonun çevresine yerleştirmişler, önlerinde de küçük birer açıklamayla beraber... Herşey çok güzel en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş ve korunmuş durumda yani...
Kubbenin sol tarafında, giriş bölümü tarafında, Santa Maria Del Fiore Kubbe manzaralı "LE BOTTEGHE DI DONOTELLO" restoranda öğle yemeğimizi yedik. Gezmeye başlamadan yemek yiyerek doğru bir karar verdiğimizi "OPERA DI SANTA MARIA DEL FIORE"yi gezerken daha iyi anladık... Sakın aç karnına veya susuz gezmeyin, bayılabilirsiniz...
İlk önce duomonun içerisini gezdik...
Tüm bölümleri gezip, dileğimizi de diliyoruz. Dilek dilemek için mum yakma olayı da modernleşmiş;
Sonra da, ayrıca kubbeyi geziyoruz. Gezmeye karar vermek için sağlığınızı iyi kontrol etmeniz gerekiyor. Opera Di Santa Maria Del Fiori Kubbe Girişi: Kişi Başı 8 £. Kubbeyi gezmek için merdivenleri tırmanmaya başlıyoruz...
Duomonun kubbe girişi, duomonun içerisinden sol taraftan yapılıyor ve kubbe çıkışı duomonun dışından sağ taraftan yapılıyormuş. Sağ taraftan duomonun içerisinden çıkarken, kubbedeki Ecce Homo (İşte İnsan) resimlerini de net görebiliyorsunuz ve duomonun içerisinin çok güzel fotoğraflarını çekebiliyorsunuz.
Ecce Homo (Latince: "İşte (bakın) İnsan") dövülmüş, bağlanmış ve dikenlerle taçlandırılmış İsa'yı öfkeli ve nefretli kalabalığa sunan Pontius Pilatus tarafından İsa'yı kastederek söylenmiş vurgulu cümle. Bu çarmıha gerilmeden kısa süre önce yaşanmıştır.
Bu nedenle, Ecce Homo, İsa'yı dikenlerle taçlandırılmış bir şekilde gösteren her türlü sanat eserine de verilen tanım olmuştur.
Bu olayı konu alan birçok tablo yapılmıştır ve ecce homo sanatsal anlamda çok tanınmış bir konu olagelmiştir. Bunların ünlülerinin arasında Correggio ve Rembrandt'ın anı resmeden tabloları da vardır.
İkinci olayımız; FOTOĞRAF MAKİNEMİN ŞARJI BİTTİ. GÜNÜN GERİ KALANINDA AŞK BÖCÜĞÜNÜN CEP TELEFONUNA TALİM ETTİM.
Kubbenin sonuna yaklaşırken gizli pencereden Floransa;
Bu kadar soluk soluğa çıkılan merdivenler sonrası, manzara da gerçekten nefesimizi kesiyor; Floransa ayaklarımızın altında...
Kubbenin sağ tarafından yine dar merdivenleri kullanarak aşağıya iniyoruz. Duomonun çevresini dolaşırken gördüğümüz ambulansların ne işe yaradığını şimdi daha iyi anlıyoruz. Kubbeden inerken, ara bölmelerde küçük müzecikler oluşturmuşlar;
Duomonun en alt, zemin katında da hediyelik eşya bölümü bulunuyor; Yorgunluktan fark edemeyebilirsiniz diye...
Daha ilk gezilecek yerde, tüm enerjimizi harcayarak, fakat zamanımızın az olduğunu bilerek, yorulmadan kendimizi tekrar Floransa sokaklarına atıyoruz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder