Ocak ayının sonuna geldiğimizde güzel bir başlangıca imza atmıştım, ama kendimi gerçekten daha mutlu hissediyor muydum? Bunu söylemek için henüz erkendi. Kendimi daha canlı ve sakin hissettiğim doğruydu ve her ne kadar hala fazlasıyla yorgunluk çektiğim zamanlar olsa da, bunlar giderek azalmaya başlamıştı.
İyi bir davranış için kendimi ödüllendirmemin bir karara uymamı kolaylaştırdığını farkettim. ("Karar Çizelge"mde verdiğim bir onay işaretinden öteye gitmese de). Ancak kararlarıma uymak için kendimi sürekli uyarmam gerekeceğini de görebiliyordum. Özellikle ayın sonlarına doğru düzen sağlama konusundaki azmimde azalma olduğunu farkettim. Bir gardırobu temizlemenin getirisini seviyordum, ama evi deli toplu tutmak tam Sisyphosuari işti. (Sisyphosuari; Yunan mitolojisinde büyük bir kayayı yuvarlayarak tepeye çıkartmaya mahkum edilmiş kral. Tam tepeye varacakken kaya aşağıya yuvarlanır ve bu sonsuza dek sürer).
Yine de düzen yaratmaktan duyduğum enerji yüklemesi ve tatmin duygusu beni şaşırtmıştı. Durmadan göze batan o gardırop artık bir zevkti, masamın kenarında sararmaya yüz tutmuş kağıt yığınları yoktu artık. "Küçük şeyleri inceleyerek mümkün olduğunca az sefalete ve mümkün olduğunca fazla mutluluğa sahip olma sanatına erişebiliriz" diye yazmıştı Samuel Johnson.
GRETCHEN RUBİN – THE HAPPINESS PROJECT
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder